Glukoz, C Vitamini ile rekabet eder. Bu rekabeti yönetemezseniz sağlığınıza zarar vermiş olursunuz.
Glukoz
Glukoz, hücresel enerji sağlayan bir yakıt ve yaşam için çok önemli. Azı yeterli değil ancak fazlası da büyük kronik problemlere neden oluyor. Bu yüzden dengeyi tutturmamız gerekiyor. Seri katil tanımını bilir misiniz? Aynı yöntemle en az 3 kişiyi öldüren kişiye denir. Şu kadarını söyleyeyim, şeker, aynı yöntemle milyarlarca kişinin ölümüne sebep olan bir seri katildir. Evet doğru okudunuz. İnsanlık tarihinin başına örülmüş en büyük çoraptır.
C vitamini
Diğer adıyla L-ascorbik asit, çoğu hayvanın ürettiği insanların ise üretemediği bir vitamindir. Suda eriyen vitaminlerden biridir, yani vücutta birikmez, ihtiyaçtan fazla aldığımızda idrar ile atılır. Kendimiz üretemediğimiz için besinlerden veya takviye olarak almalıyız.
C vitamini bir antioksidan ve glutatyon geri dönüşümünü destekliyor.1 Bir diğer görevi kollajen / bağ dokusu desteği sağlıyor ve bağışıklık fonksiyonuna yardımcı oluyor. Ayrıca -burası çok önemli- demir mekanizmasında da çok önemli bir rolü var.
Problem
İnsülin, hücresel düzeyde C vitamini alımını teşvik eder.2 Çoğumuz insülini glukozun hücrelere girişi için bir eskort olarak biliriz. Sorun kan şekeri yükseldiğinde ortaya çıkıyor. Yüksek kan şekeri, C vitamini alımını engelliyor.3
C vitamini ve şeker Glut-1 denilen proteinle hücre içine alınır.
Ortamda şeker olduğunda şeker öncelikli olur ve C vitamininin çoğu hücrenin içine giremeden idrarla atılır.
C vitamini kullanımımızı idealde tutmaya özen göstermemiz önemli. Peki C vitamini şekere göre geride kalırsa ne olur?
Bağışıklık sistemi
Beyaz kan hücreleri (testlerde WBC olarak gördüğümüz) bağışıklık sisteminin bir bileşeni. Tek fonksiyonu, patojenler (zararlı mikroorganizmalar) mevcut olduğunda fagositoz ile (yiyerek) yok etmektir. Bu işlem patojenleri öldürmek için yüksek miktarda serbest radikal kullanır. Beyaz kan hücreleri kendilerini korumak için yüksek konsantrasyonlarda C vitamini biriktirir.4 Elbette şeker tüketimi beyaz kan hücrelerinin fagositoza girme yeteneğini azaltır.5 Şeker bizi daha da hasta edebilir.
Deri ve Bağ Dokusu
C vitamini, kollajen sentezinde rol alır. Eğer C vitamini konusunda yetersiz kalırsak kollajen yapılar risk altında olabilir. Sadece kas dokulu protein yemek, bağ dokuları es geçmek de elbette bu eksikliği çoğaltıyor.
Cilt, kollajene bağımlı bir doku. Buna paralel, C vitamini cilt sağlığı için çok önemli.6 Yüksek kan şekeri, C vitamini ve dolayısıyla kollajen oluşumunu düşürür, ancak başka bir sonucu daha var; şeker, glikolizasyon adı verilen bir işlemle proteinlere bağlanır. Yüksek şeker, daha fazla glikolizasyon. Geriye dönük 3 aylık şeker düzeyimizi gösteren bir laboratuvar değeri olan HbA1c’nin (glikosile edilmiş hemoglobin) izlediği şey de budur. Glikolizasyon cilt sağlığını bozuyor ama C vitamini koruyor.7
Tendonların yüksek kollajen içeriği vardır ve C vitamini bu bileşimlerde önemli.8
Kardiyovasküler
Kan damarlarımız da bir kollajen bileşenine sahip. Yeterli C vitamininin olmaması damarlarda kollajen oluşumunu bozarken, C vitamini, işlevi artırabilir.9
C vitamininin sadık bir savunucusu olan Amerikalı biyokimyacı Linus Pauling, eksiklik ile Lp(a) arasında bir bağlantı kurdu. Lp(a), LDL (kötü kolesterol olarak bilinir) gibi bir lipoproteindir. Lp(a), kısmen pıhtılaşmayı teşvik etme eğilimi nedeniyle bir endişe nedeni. Pauling, düşük C vitamininin Lp(a)’yı yükselttiğini gösterdi. Ve bu yukarıdaki paragraf için mantıklı. Damarlar bozulursa, sızdırırlar. Lp(a) daha sonra kanın kaçmaması için pıhtılaşmayı teşvik eder.
Bu bölümü çok fazla kan şekerine bağlayabiliriz. Günümüzde şeker hastalığı kardiyovasküler bir hastalık olarak kabul ediliyor ve benzer şekilde tedavi ediliyor. Glukoz, C vitamini düzeyini düşürür. Bu düşürülmüş durum, sızdıran damara neden olur. Vücut, Lp(a) ile yama yaparak ve pıhtılaşarak yanıt verir. Tatlılardan vazgeçme zamanı geldi mi?
Strateji
Şimdi C vitaminini şekerden nasıl kurtarabiliriz ona bakalım.
Şeker kan şekerini yükseltiyor, bunu biliyoruz. Fakat unlu mamüller gibi rafine karbonhidratlar kan şekerinizi daha fazla yükseltiyor. Bir tabak pasta kan dolaşımına dahil olan saf şeker anlamına geliyor.
C vitaminini besinlerden almak en iyi yöntem. Bazı meyveler C vitamini zengini olsalar da dikkatli olmak gerekiyor, aşırı tüketimde kan şekeri yükselir. En çok yeşil biberde var.
C vitaminini takviye olarak almak da bir seçenek. Mevcut ürünlerin bir porsiyonunda en fazla 1 gr C vitamini var. Ayrıca bu vitaminlerin hepsi kapsül, tablet, şurup, efervesan şeklinde. Üretilirken pek de ihtiyacımız olmayan kimyasallar konularak üretilmektedir. Özellikle efervesan ve şurup formlarında tatlandırıcı olarak fruktoz gibi şekerler de kullanılabiliyor. Temiz içerikli olanları tercih edin. Etiket okumak önemli.
Lipozomal formda olmayan ürünlerin biyoyararlanımı (hücrelerimize geçen kısmı) yaklaşık %25 civarındadır. Yani 1 gr C vitamininin 250 mg hücrelerimiz tarafından kullanılır. Lipozomal formlarda bu oran daha yüksektir. Damardan uygulanan C vitamininin biyoyararlanımı %100’dür.
C vitamini hava ile temas ettiğinde çok hızlı bir şekilde okside olur/bozulur.
Artık iskorbüt hastalığı konusunda endişelenmesek de, ideal C vitamini seviyelerinin düşük olması endişe verici bir durum. Bunu kan şekerini kışkırtan gıdalarla böyle yaptığımızı anlamak, bize düzeltici önlem almak için bir yol sağlıyor. Bu besinler C vitamini engelleyicileridir. Bunlardan kaçınmalı ve iyileşmek için C vitamini sağlamalıyız. Bölünmüş dozlarda günde 2 gr C vitamini alınabilir. Akşam saatlerine kaydırmamakta fayda var, uykunuzu etkilemesin.
C vitamini ile iyot arasında bir etkileşim var. İyot da kullanıyorsanız ikisi arasina 2-3 saat koymakta fayda var.
Fazla şeker aldığımızı nasıl anlarız?
Öncelikle belirtmek isterim ki, sağlıklısından da olsa yüksek miktarda karbonhidrat almak vücudumuza iyi gelmiyor.
Aşağıda göreceğiniz durumlar günlük karbonhidrat alımınızın yüksek olduğuna dair ipucu verebilir. Karbonhidrat alımınızı birkaç hafta azalttığınızda belirtiler geçiyorsa sebebi anlamış olursunuz.
- Atıştırma isteğinde artış
- Şeker isteğinde artış
- Karında şişlik ve gaz
- Kolay yorulmak
- Yemeklerden sonra uyku hali
- Unutkanlık
- Akne oluşumunda artış
- Egzersize rağmen kas hacminde azalma
- Öfke
- Duygudurumda inişler çıkışlar