Ah yılın bu zamanları, bilen bilir. Duyarlı bireylerde, çevremizdeki polen gibi alerjenler, IgE antikorlarının üretimini tetikler.
Bu bağışıklık molekülleri, mast hücrelerinin ve bazofillerin histamin ve diğer alerjiye aracılık eden molekülleri aşırı salgılamasına neden olur. Sonuç olarak burun başta olmak üzere solunum yollarında ve gözlerde iltihaplanmaya, kaşıntıya, şişmeye ve mukus üretimine yol açar. Ve en önemlisi, sonuç olarak yorgunluk ve sinirlilik! Bu süreci anlamak, farklı yiyecek ve yaşam tarzı önlemlerinin, bu bağışıklık tepkisini düzenlemek ve belirtileri azaltmak için nasıl müdahale edebileceğini açıklamaya yardımcı olur.
Sadece ilkbaharda değil, sonbaharda da alerjiler artabiliyor. Havaların serinlemesiyle beraber rüzgarlar ve rutubet bu dönemde yaşanan iklim değişikliğinin önemli özelliklerindendir. Atmosferik hareketler ve yağışlar ile çok uzak bölgelerden taşınan alerjenler yani polenler ve mantar sporlarına bağlı alerjiler de bu mevsimin sürprizlerindendir.
Polenler, rüzgarlar ile çok uzak bölgelerden taşınabilir. Yağmurlarla toprağa düşen polenler kuru yapraklar altında uzun süre kalabilirler. Yürüyüşler ve rüzgarlar ile bu polenler havaya karışıp solunum yolu ile alındığında semptomlara neden olabilir.
Rutubet bu mevsimde küf mantarlarının üremesi içinde uygun ortam sağlamaktadır. Yine doğada toprakta, çürümüş bitki artıkları üzerinde büyüyen mantar sporlarına bahçe işleri ile uğraşırken, bu alanlarda yürüyüş yaparken maruz kalabilirsiniz. Bu mantar sporları yine rüzgar ile uzak bölgelere taşınabilir.
Rutubetin artması sadece doğada değil aynı zamanda iç ortamlarda, yaşam alanlarımızda da akar (mite) ve küf oluşumu için de uygun şartlar oluşturmaktadır. Evimizde, okullarda ya da işyerlerimizde akar ve küf oluşumuna bağlı olarak yaz aylarından sonra bu alerjenlere bağlı olarak sorunlarımız ortaya çıkmaya başlayacaktır.
Her şeyden önce, maruz kalmayı makul sınırlar içinde tutmak için elinizden geleni yapın. Bu, evde HEPA filtrelerini kullanmayı, özellikle yüzünüzden ve saçınızdan polenleri temizlemek için eve gelir gelmez duş almayı, yatak kıyafetlerini daha sık yıkamayı ve neti potu ile nazal yıkamayı, airtamer gibi taşınabilir polen temizleyiciler kullanmayı içerebilir.
Daha sonra, bağışıklık sistemi işlevi üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olduğu ve vücudumuzdaki iltihap (inflamasyon) ve histamin düzeylerini doğrudan etkileyebileceği için beslenmeye bakabiliriz. Çoğu zaman, vücut tetikleyicilerle aşırı yüklendiğinde alerjik tepkiler şiddetlenir ve beslenme, bu yükü azaltmaya başlamak için önemli bir yerdir. Sadece bu da değil, vücudumuzda anti-inflamatuar ve anti-histamin aktivitesini sürdürmek için inanılmaz bir fırsat sunuyor.1,2,3,4
Şunları yapabiliriz:
Mümkün olduğunca ‘temiz’ beslenin
Özellikle rafine şeker ve yiyecekleri ve katkılı/paketli gıdaları azaltın. Pestisit maruziyetini azaltmak için olabildiğince organik seçin.
Sizi tetikleyen yiyeceklerden uzak durun
Bazı kişiler için mevsimsel alerjiler, özellikle süt ürünleri gibi belirli yiyecekler tarafından tetiklenebilir veya şiddetlenebilir. 6 haftalık bir eliminasyon veya daha geniş bir yelpazede yaygın gıda alerjenlerini ortadan kaldıran tam bir Eliminasyon Diyeti düşünebilirsiniz.
Sağlıklı bir bağırsak bariyeri oluşturun
“Geçirgen” bir bağırsak, mevsimsel alerjiler de dahil olmak üzere bağışıklık ile ilgili hastalıklarda ciddi şekilde rol oynar. Bu Eliminasyon Diyeti, probiyotikler, prebiyotikler, betain HCl, enzimler ve L-glutamin ve çinko L-karnozin gibi bağırsakları iyileştiren besinler iyi bir başlangıçtır.
Diyetinizi antiinflamatuvar gıdalara dayandırın
Diyetinize antiinflamatuvar flavonoidler ve antioksidanlar açısından yüksek miktarda renkli sebze ekleyin. Anti-inflamatuar bileşiklerin içeriği özellikle yoğun olduğundan, bolca bitki ve baharat kullanın. Daha anti-enflamatuar bir besin profili için yabani veya otla beslenen hayvan yiyeceklerini seçin. Vahşi yakalanmış somon, keten tohumu veya chia tohumu gibi diyet omega-3 yağ asitleri kaynaklarını bulun.
Spesifik anti-histamin gıdaları hedefleyin
Belirli yiyecekler ayrıca anti-histamin veya mast stabilize edici özelliklere sahip olan quersetin veya antosiyaninleri içerir. Quersetin içeren besinler arasında elma, brokoli, turunçgil, rezene ve kırmızı soğan bulunur. Antosiyanin içeren yiyecekler arasında meyveler, kirazlar, üzümler, kırmızı lahana, kırmızı soğan ve yabani pirinç bulunur. Anti-histamin özellikleri ayrıca maydanoz, kekik, zerdeçal, zencefil, papatya, ısırgan otu vardır.
Yeteri kadar su alın
Özel bir durumunuz yoksa saat başı bir bardak su içmek ve bunu güne yayılmış bir şekilde yapmak histamin yanıtını azaltır.
Bir diğer önemli husus ise strestir. Evet, stres! “algılanan stresin” alerji alevlenmelerine yol açtığını artık net olarak biliyoruz (stresin biyokimyası oldukça “gerçek”, “algılanan” değil). Egzersiz, destekleyici sosyal ilişkiler, nefes alma teknikleri, farkındalık veya meditasyon olsun, hem duygusal stresi tetikleyen faktörleri azaltmak hem de stres tepkinizi yönetmek için neyin sizde işe yaradığını bulun ve bundan yararlanın.
Semptomlar bu stratejilerle çözülmezse, işte daha fazla altta yatan faktör vardır. Laboratuar çalışması ve dil altı immünoterapi gibi duyarsızlaştırma teknikleriyle beslenme ve metabolik durumun hedeflenen değerlendirmesi burada daha fazla seçenek sağlayabilir.